Karaman Ermenek’te dilden dile dolaşan, dededen toruna nakledilen ünlü yangınların izini sürdük. Bu hususta üç ayrı yangının belgelerine ulaştık.
Birinci yangın: Beş Eylül 1850. Ermenek bu tarihte İçil sancak merkezidir. Yani bugünkü vilayet statüsünde bir merkez olup kendisine on kadar kaza bağlıdır. Bu nedenle bölgeye hitap eden mal müdürlüğü ve defterdarlık binası da buradadır.
İkinci yangın: 01 Ağustos sene 1903. Bu yangında 400’ü aşkın dükkân, iki ev, bir medrese, bir kütüphane ve altmışa yakın hane eşyasıyla beraber kül olmuştur.
14 Mart 1904 tarihinde bu yangının neticeleri, bazı yolsuzlukları, belediye ile esnaf arasındaki sıkıntıları anlatan bir telgraf gönderiliyor. Bu telgrafla yangın: o zamanın Ermenek çarşısında yani sonraları yukarı çarşı denen Ulucami civarındaki dükkânlarda meydana gelen ve “umumi yangın” ifadesiyle başkent İstanbul’a akseden yangındır.
Üçüncü yangın: 22 Kasım 1925. Cumhuriyet döneminin bu ilk yangınında Ermenek Kazası yukarı çarşısının ortasından çıkan yangının şiddetli rüzgârların esmesi hasebiyle önüne geçilemeyerek yüz on altı dükkân, iki medrese, iki hanenin yanmış olduğu Konya Vilayetinden bildirilmiştir.
Aşağıda sırasıyla bu üç yangının arşiv belgelerinin transkripsiyonu ve çevirisini bulacaksınız.
1 - Tahsildar Konağı Yangını
Beş Eylül 1850 Ermenek liva merkezidir ve muhassıllık dairesi buradadır. Muhassıl konağında büyük bir yangın olur, muhassıl ve memurlar dumanda zor anlar yaşayacak kadar çabalamalarına rağmen vergi evraklarını kurtaramazlar. Bunun üzerine tahsilatın yürütülebilmesi için Konya’ya gönderilen nüshalarından birer suretini maliye bakanlığından Ermenek’e talep ederler. Bu hususu takip için bir memur görevlendirilir.
Muhassıl konağı devlet tarafından muhassıl başı ve memurlarının oturması ve evrakların tutulup korunması için saklandığı bir binadır ve büyük oranda ahşaptır. Bina kullanılamaz hale gelince daire için yeni bir konak tutularak işler yürütülür.
Belgenin altında Ermenek Mal sandığı ve muhassıllık dairesi azalarının kâtiplerinin, mal müdürünün ve İçil livası müdürü Ferhat Beyin mühür ve imzaları vardır.
Belge: BOA.MVL.0234.063.01 / I_SD_00039_002044_001_004)
2- Genel olarak bütün yukarı çarşının yandığı hadise!
Dâhiliye Nezaret-i Celilesine
Belge özeti: Zuhur eden yangında dört yüzü mütecaviz dükkân, iki hane, bir medrese, bir kütüphane ve altmışa yakın hane eşyasıyla yanarak perişan kaldıklarından bahisle istitafı havi Ermenek yangın (zedeleri) zedeganı namına Hulusi imzasıyla Konya merkezinden çekilen telgraf name irsal kılınmış olmakla vilayetle muhabere edilerek iktizasının ifa ve inbası (bildirilmesi. (Dâhiliye)
07 Cemaziyülüla sene 1321/ 01 Ağustos sene 1903
Şehr-i hâl-i Ruminin 18. gecesi zuhur eden harik 400’ü mütecaviz dükkân ve iki ev ve bir medrese ve bir kütüphane ve altmışa karib hane eşyasıyla muhterik olarak hal-i perişanda kaldıklarından bahisle istitafı havi Ermenek harik (yangın zedeleri) zedegânı namına Hulusi imzasıyla Konya merkezinden çekilen telgraf name leffen irsal kılınmış (gönderilmiş) olmakla vilayetiyle serian bil’muhabere ikıtizasının ifa ve inbasına himmet. Bâ işaret-i aliyye
Bu yangın hakkında 14 Mart 1904 günü Şeyh Dede Zade Mehmet Emin ve 29 arkadaşının imzasıyla İstanbula çekilen Telgraf Name
Konya’dan Der Aliyeye / 01 Mart sene 1320 / 14 Mart sene 1904
Menâkıb-i ulya-yı huzur-i sadaret-i uzmâya
Kazamız çarşısında vuku bulan harik-ı umuminin (genel yangın) keşfi için merkez-i kazaya teşrif eden mutasarrıf-i sabıka (eski vali) bazı garazkâr ve mütegallibenin hululüyle (çıkarcı ileri gelenlerin araya girmesiyle) müşarünileyh arsası meccanen kerestesi orman-i resmiden mesarif-i inşaiyyesi ianeten (inşaat malzemesi bedava) olmak ve on sene vergi aldırılmamak gibi teşvikatla (teşviklerle) temhir ettirdikleri ittifak name kasabaya inhasında enva-ı mehâzire (türlü türlü mahzurlara) maruz olan kendi arsalarını çarşının nef’i hakkında vesileden ibaret olduğunu anladığımızda eski çarşıdaki arsalarımız bâ ruhsat-ı resmiyye (resmi izinle) talimata tevfikan (yönetmeliğe uygun olarak) yaptığımız dükkanların men’i için hakk-ı mazlumanelerimizde (mazlum olarak haklarımızı engellemek için) hezar güna (bin bir çeşit) işkenceler, muğayir-i merzı-i âli (padişahımızın hoşnut olmayacağı) ezalar icra ettiklerine inşaat-i mütebâkiyelerimizi (yarım kalan inşaatımızı) marangozlarımızı fuzuli tatil ettiklerine belediye arsasıyla sermayesinin mahvına ahalinin perişaniyeti ve şu suretle hazine-i celilenin ızrarını (zarara uğramasını) müstelzim muamele-i mütecavizânelerine (saldırgan tutumlarına) mukavemet edemediğimiz hâlbuki harik zedegâna (yangın zedelere) eser hissettirilmemesi mukteza-yı irade-i seniyyeden iken belediye heyeti ve bazı mütegallibe bilakis ihanet ettikleri cihetle merâhim-i celilelerine (bağışlamalarına ) sığınarak istimdad ve mazhar-ı adalet (adalete kavuşturulmamızı) istirham eyleriz, ferman.
Fi 01 Mart sene 1320 / 14 Mart sene 1904
Ermenek harik zedegânından (yangın mağdurlarından) Şeyh Dede Zade Mehmet Emin ve 29 arkadaşı.
(Belgeler: DH_MKT_02602_00074_001_001 / BEO_002129_159644_001_001)
Ankara’da ikamet eden Ermenekli Sayın Prof. Dr. Tanver Doğanay beyin konuyla alakalı notu:
Mükremin Bey!
Benim babamın babası Dellalların Mehmet Efendi ya da diğer adı ile Sarı Mehmet Efendinin Yukarı Çarşıdaki dükkânı (Manifatura) iki kez yanmış.
İkinci yangın daha çok hasar veren bir yangınmış. Çelik kasadaki altın sarı liralar eriyip akmış. Kumaşların, elbiselerin çok az bir kısmı kurtarılabilmiş. O zamanlar Ermenek'e gelen malların tedarik merkezi İstanbul değil Şam imiş.
3- Baş Vekalet-i Celileye
Dâhiliye vekaleti idare-i umumiye müdüriyet-i umumiyesi Numara: 12919 - 2831
Teşrinisani'nin on yedinci gecesi Ermenek Kazası yukarı çarşısının ortasından çıkan yangının şiddetli rüzgârların vezanı hasebiyle önüne geçilemeyerek yüz on altı dükkân, iki medrese ve iki hanenin mahruk olduğu Konya Vilayetinden bildirilmiş ve işbu hadise-i müessifenin esbab-ı vukuu hakkında tahkikat icrasıyla neticenin inbası hususunun cevaben izbar kılınmış olduğu arz olunur, efendim.
22 Teşrinisani 1341 / 22 Kasım 1925
Dâhiliye Vekili: Mehmet Cemil
(Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi – 41-11-23/72-67)
Cumhuriyet döneminin büyük ve kapsamlı bir yangını da 1960’lı? yıllarda yaşanmış olup bu yangınla yukarı çarşı tarihten silinerek şimdiki ana cadde üzerine taşınmıştır. Bu yangını da diğer bir yazımla anlatacağım, inşallah.