1931 yılında Ordu Fatsa Kavraz (Korucuk) köyünde doğdu.
İlkokulu bitirdikten sonra Fatsa Müftüsü merhum değerli Müderris Mehmet Okurgan hoca efendiden Kur’an-ı Kerim ve Arapça okudu. Başka özel hocalardan sarf, nahiv, akaid ve usul-i fıkıh gibi dersler okuyarak Arapça’yı geliştirdi.
1960 – 1965 tarihleri arasında Düzce Merkez Camilerinde fahri vaizlik görevinde bulundu. 1965 yılında Düzce Merkez Cedidiye Camii İmam ve Hatipliğine tayin edildi. Müftülük onayı ile bu caminin vaizlik görevini de sürdürdü.
1971 yılında Ankara Aşağı Ayvalı Camii İmam ve Hatipliğine tayin oldu. Bu arada Mamak Orta Okulunu dışarıdan bitirdi. 1980 yılında Ankara Yeni Mahalle Mustafa Kemal Gece Lisesini bitirdi.
1985 yılında Açık Öğretim Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdi. 1986 yılında Ankara İmam Hatip Lisesinden fark imtihanlarını vererek mezun oldu.
1988 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının tayini ile Almanya Hamburg bölgesinde 18 yıl dini görevde bulundu. 1992 yılında birinci derecenin dördüncü kademesinden emekli oldu.
2006 Tarihine kadar Viyana, Stuttgart, Hamburg ve Lübeck gibi Avrupa’nın çeşitli yerlerinde Diyanete bağlı camilerde İmamlık, Hatiplik ve Vaizlik görevinde bulundu.
2008 yılında Açık Öğretim Fakültesi İlahiyat Bölümünü bitirdi. Arapça bilmektedir. Şu anda kitap okumakla ve dini araştırmalarda bulunmakla vaktini değerlendirmektedir.
“Hz. İsa Gerçeği 20 Soru ve Güvenilir Kaynaklardan Cevabı” Başlıklı kitabını 2008 yılında Türkiye Diyanet Vakfı İSBN: 978-605-89778-1-5 basarak ilim dünyasına hediye etti. Bu çalışmasından bir kazanç beklemeden vakfetti.
Kitabında cevapladığı sorular şunlardır:
1-Hz. İsa’nın ölmediğini bildiren ve kıyamete yakın tekrar geleceğine işaret eden ayetler hangileridir?
2-Hz. İsa’nın ölmediğini ve tekrar geleceğini bildiren Hadisi Şerifler ve kaynakları nelerdir?
3-Hz. İsa’nın geleceği hakkında tefsir ve hadis âlimlerinin görüşleri nelerdir?
4-Hz. İsa ruh ve cesedi ile mi hayattadır; hayatta ise nerdedir?
5-Hz. İsa nereye inecektir?
6-Hz. İsa hangi dilden konuşacaktır?
7-Kudüs’te Kıyamet kilisesinde Hz. İsa’nın kabri zannedilen kabir niçin boştur?
8-Hz. İsa’nın son anı hakkında Yahudi ve Hıristiyanlar niçin çelişki içindedirler?
9-Hz. İsa’nın tekrar gönderilmesindeki sebebi hikmet nedir? P
10-Hz. İsa’nın Peygamberlik devri bitmiştir; öyle ise ümmet olarak gelecek olmasının delili nedir?
11-Hz. İsa’yı bütün insanlar görecek midir? Herkes onu işitecek midir?
12-Hz. İsa gelince mezhep’lerin durumu ne olacaktır?
13-Hz. İsa Peygamberimizi görmüş müdür; onun sahabesi sayılır mı?
14-Hz. İsa’nın babasız yaratılmasındaki İlahi hikmet nedir?
15-Hz. İsa gelince Hıristiyanlar ve Yahudiler İslamiyet’e girecekler mi?
16-Bu günkü fen ve tekniğin hızlı bir şekilde ilerleyişi Hz. İsa’nın gelmesinin yaklaştığına alamet olabilir mi?
17-Kıyamet alametlerinin büyükleri nelerdir?
18-Hz. İsa’ya niçin (MESİH) denilmiştir. MESİH’İN manası nedir?
19-Tekrar dünyaya gelme mucizesi niçin Hz. İsa’ya verilmiştir?
20-Hz. İsa zamanı ve ondan sonra neler olacaktır?
Kitabının giriş kısmında aynen şu açıklama vardır:
Bazı tefsirlerde görüldüğü gibi, Hz. İsa doğduğu sıralarda insanlar Hak Dinden uzaklaşmışlardı. Ruhu tamamen inkâr ediyorlar ve öldükten sonra dirilmeye inanmıyorlardı. İnsanın yaratılışını tabiat kanunlarına bağlıyorlardı. Yahudiler ise Tevrat’ı değiştirmişler ve Peygamberimizden bahseden ayetleri yok etmişlerdi.
Allah Teala Hz. İsa’yı babasız yaratmakla ruhun varlığını ve ona verdiği ölüleri diriltme mucizesi ile de ahiretin varlığını inkârcıların gözlerine aynel yakin göstermiştir.
Ali İmran suresi; 49 uncu ayeti Mealen şöyledir: ”Allah Teala O’nu (Hz.İsa’yı) İsrail oğullarına (şöyle diyecek) bir Peygamber olarak gönderir. Şüphesiz ki ben size Rabbinizden bir ayet (mucize, belge) getirdim. Size kuş biçiminde çamurdan bir şey yaparım da içine üflerim, Allah’ın izniyle O kuş olur; anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın (c.c.) izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm.” Elmalı tefsiri: 2/362 Ayrıca Maide:110 ayetine de bakılabilir.
Hz. İsa’nın yaratılışı, Allah Teala’nın izniyle ölüleri diriltmesi ve canlı bir vaziyette özel bir mekâna yükseltilmesi büyük bir mucize olduğu gibi ahır zamanda gelecek olması da büyük bir mucize olacaktır.
Allah (Teala) bunun başka bir örneğini Bakara suresi 259 uncu ayetinde vermiştir. Üstelik O zat (Hz. Uzeyr) ölmüştür ve yüz sene sonra diriltilmiştir. Hz. İsa ise ölmemiştir. Bunları imkânsız görenlerin Kur’an-ı Kerime; “Esatirül evvelin” diyenlerden hiçbir farkları yoktur? Hz. İsa Peygamberlik görevi ile değil bir mücedditlik görevi ile gelecektir.
Hadislerde belirtildiği gibi zaman gelecek bu ümmette de Haktan uzaklaşmalar olacaktır. Namaz terk edilecek, Allah (c.c.) korkusu ve ahiret inancı kalmayacak. Müslümanlar aşağılanacak, İslam’ı yaşayanlar suçlu görülecek ve ezilecektir. İnsanlar Kur’an-a da inanmaz hale gelecektir. İşte tam bu sırada Allah Teala Hz. İsa’yı bu dini yeniden tecdit etmek için yer yüzüne gönderecektir. Onun bu mucizevi gelişi insanların toptan islamı kabul edişine vesile olacaktır. Hz İsa büyük bir ordunun başına geçecek Decca’lı öldürecek ve İslam dinini bütün Dünyaya hakim kılacaktır. Şimdi İsa (a.s) ile ilgili soru ve cevaplara geçebiliriz.
Allah (cc) Rahmet Eylesin
" Herkes ölümü tadacaktır; yaptıklarınızın karşılığı size eksiksiz olarak ancak kıyamet gününde verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılır da cennete konursa artık kurtulmuştur. Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir." (Ali İmran Suresi Ayet 185)
25 senedir komşuluk yaptığım, bu zaman içerisinde kendilerinden daima feyz, kişiliğinden örnek aldığım 1931 Ordu Fatsa / Bolaman - Kavraz doğumlu Sayın Fahri YARAN Beyefendi 29.11.2021 vefat etmiştir. Allah (cc) gani gani rahmet eylesin, ailesine dostlarına sabırlar dilerim. Bu vesile ile, tüm ölmüşlerimize ve merhumun ruhu için Fatiha.
Menkıbe ve hikmetli sözlerden;
* Allahü teâlâ, evliyamı gök kubbem altında gizlerim, buyuruyor. Burada gök kubbeden maksat, sıfat-ı beşerdir. Yani Allahü teâlâ evliyasını insan sıfatları ile gizler.
* Her akşam iman duası okuyup, günahlara tevbe etmeli. Bir günaha tevbe etmemek, o günahı işlemekten daha büyük günahtır.
* Hubb-i fillah ve buğd-ı fillahı iyi öğrenmeli. Nasibi olana herşey bunun içinde vardır.
* (Kişi sevdiği ile beraberdir) hadis-i şerifine göre, herkes bu dünyada kimi severse ahirette onunla beraber olacaktır. Her hadis-i şerif bir âyet-i kerimenin açıklamasıdır. Bu hadis-i şerif de Maide suresindeki "Hristiyanları ve yahudileri dost edinmeyin. Onları severseniz onlardan olursunuz" mealindeki 51.âyet-i kerimenin açıklamasıdır.
* Bizim dinimizin iki esası, iki direği vardır. Biri öğrenmek, diğeri öğretmektir. Ancak, öğrenmeden öğretmek olmaz. Öğrenilecek şey, ehl-i sünnet itikadıdır. Öğretmek ise bunu değiştirmeden insanlara ulaştırmaktır.
Şerafettin GÜÇ